Bloğumun isminden de anlaşılacağı gibi ütopyalara ve iyi bir dünya arayışındaki herkese karşı bir zaafım var. İngiliz filolojisi okurken kütüphanemi doldurduğum zamanlarda bulduğum her ütopyayı atmışım depoya. Platon'un Devlet'i, Francis Bacon'ın Yeni Atlantis'i ve elbette ki Thomas More'un Ütopya'sını çevirip çevirip okuyup karşılaştırma yapmaktan William Morris'in Hiçbir Yerden Haberler'ine sıra gelmemiş. E bir ütopyadan da toplumsal eğitim anlayışına değinmek oldukça kolay ve insanlara ilham vermek de bloğumun amacı olduğuna göre de dur dedim Ağustos ayının kitabı bu olsun.
Hiçbir kitaba bir önyargıyla başlanması taraftarı değilimdir. O yüzden lütfen söylediklerimden etkilenip kitabı okumamazlık yapmayın. Okuyun ve lütfen birlikte tartışalım. Uyarımı önceden yaptığıma göre artık yazmaya başlayabilirim;
Maalesef Hiçbir Yerden Haberler, okuduğum ütopyaların en ırkçısı ve -bunu söylediğim için çok üzgünüm-okuyucusunu birlikte, yeniliğe, iyiliğe ve güzele sevk etmektense varolduğu zamanı, yeri, ve yaşayanlarını kötülemekten başka birşey vermeyen bir kitaptı. Ütopyaların kelime kökeninden gelen "olmayan yer" ütopyayı imkansızlaştırır ancak Morris, dünyasını var olan dünyamızın geleceğine ve belki de kendi dünyasının sığlığını göstererek yalnızca Thames nehrinin etrafına yerleştirmiştir. Zamanın aristokrasisinden etkilenmiş olacak ki tasvirlediği ütopyanın yerlilerinin hemen hepsi 'ipek' giysiler giymektedir. Coğrafyanın insanlar üzerinde yarattığı farklılığa vurgu yapmak isterken "...giyimlerinde kabadırlar"(s.52) lafını kullanır. Ayrıca sürekli insanlarının güzelliğinden dem vurulur. Oysa ki mantıken kitapta yer alan zamanki insanlar yine Morris'in "...çünkü özellikle kadınlar o kadar çirkindiler ve o kadar çirkin çocuklar doğuruyorlardı ki..." (s. 70) sözleriyle tasvirlediği İngiltere'de vakti zamanında yaşayan atalarının torunlarıdır. Bir de bence kitapta sosyal sorunlara yeteri kadar -hatta belki de biraz fazla-gönderi yapılmasına rağmen, verilen çözümler fazlaca havada ve soyut kalmış. Örneğin can evimiz 'eğitimi' ele alalım;
"siz, çocukların geleneksel olarak okula başlama yaşına eriştikleri zaman, zihinsel düzeyleri ve yetenekleri ne olursa olsun, okullara tıkıştırılması beklentisi içindesiniz"(s.104)
diyerek 19. yüzyılın pek çok dehasının savını destekler nitelikte okullaşmanın yanlış birşey olduğu (okulsuzlaşma) kanısında olup ancak bunun çözümünün ne olabileceği konusunda herhangi bir öneride de bulunmamakta.
Pek çok ütopyadan farklı olarak Morris kitabında aşkı da ele almış ve bununla etik ve ahlaki değerleri de sorgulatmış. Şaşırtıcı ama Morris'in sosyalist yanından çok aşk-ı mantığına vuruldum. Bu kısımları sizin merakınızı uyandırıp es geçiyorum.
Kitapta en çok beğendiğim nokta ise, 'fabrikaların' yeni yüzyılda 'toplu çalışma alanları''na dönüştürülmüş ve buralarda el emeği göz nuru çalışmaların iş birliğiyle yapılması fikri oldu.
Sosyalizmin beraberlik duygusunu destekler nitelikteki bir takım uygulamalarının dışında üzgünüm ki yeni bir dünyanın bir toplumun katliamı sonucu yaratılan rönesansla gelişinin ütopya adı altında toplanmasına karşıyım. Benim için ütopya paylaşım duygusuyla filizlenen, iyilik, iç güzelliği ve güvenle oluşturulabilecek yeni bir dünyadır. Thames nehrinin etrafına kurulup adına Hiçbir Yer denilen eski bir toplumun kanları üzerine inşaa edilebilecek bir oluşum asla değildir.
Kitap Adı: Hiçbir Yerden Haberler
Yazar(lar): William Morris
Çevirmen: Meral Alakuş
Yayın Evi: Say Yayınları
Yayın Yılı: 2011
Sayfa Sayısı: 302
Kitabı satın almak için:
https://www.idefix.com/kitap/hicbir-yerden-haberler/william-morris/felsefe/felsefe-bilimi/urunno=0000000356991
https://www.dr.com.tr/Kitap/Hicbir-Yerden-Haberler/William-Morris/Felsefe/Felsefe-Bilimi/urunno=0000000356991